23 Şubat 2016 Salı

Kitap Yorumu - İnsan Ne İle Yaşar? - Tolstoy



Adı: İnsan Ne İle Yaşar?
Türü: Hikaye
Sayfa Sayısı: 103
Yayınevi: Eğitim Kitabevi
Basım Yılı: 2010



Merhaba! Bu ay 3 kitap okuduğumu söylemiştim sizlere Son Ada hakkında yorum yazısı yazdıktan sonra sıra okuduğum diğer kitaba yani İnsan Ne İle Yaşar?'a geldi, bu eser klasiklerden biri malum, hem de ne klasik! Ama benim klasiklerle aram hiç iyi değildi desem.. Hemde üniversite yıllarına kadar.. Hep kitap okumayı çok seven biri olmuşumdur ama uzun yıllar çağdaş yazarları okumayı seçtim, bunun nedeni kimsenin beni yönlendirmemiş olması ve benim de klasik eserlerin aslında insana ne kadar çok şey kattığını farketmemem olabilir.. Biraz geç farkına varmış olsamda anlıyorum ki önce klasik eserler okunmalı, hatta küçük yaşlarda.. Belki daha anlaşılır ve daha kısa eserlerle başlanabilir böylece okumak ve okumayı sevmek kolaylaşır ama öncelik her zaman bu eserler olmalı çünkü bize kattıklarını çağdaş eserlerle doldurmamız mümkün değil maalesef..



Neyse.. Kitaba gelecek olursak, 4 tane hikayeden oluşuyor eser ve bu 4 hikaye de aynı amaca hizmet ediyor.. Aslında bu hikayelerin en az 2'sini hayatımızın bir bölümünde mutlaka duymuşuzdur ya da sosyal medya da bile okumuş olabiliriz.. Burda hikayelerin içeriğinden bahsetmem pek doğru olmaz, okumak isteyenler için ancak şunu diyebilirim, hikayelerin hepsi erdem nedir? Neden gereklidir? sorularına cevap veriyor ve sevgiyi neden içimizde büyütmeliyiz?.. Hikayeler çocuklarımıza, öğrencilerimize anlatıcağımız kadar eğitici.. Hayatımızın herhangi bir döneminde açıp okursak yol gösterebilecek türden. Bize değerlerimizi yeniden hatırlatıcak zamansız hikayeler bırakmış Tolstoy..

Hikayeler de şöyle: 

                                                                1.İnsan Ne İle Yaşar?
                                                                2.Üç Soru
                                                                3.İnsana Ne Kadar Toprak Lazım?
                                                                4.Efendi İle Uşağı

Size hikayelerin birinden (Üç Soru) bir kesit aktarmak istiyorum, "Bundan sonra şu gerçeği unutmayın; tek önemli vakit vardır; içinde bulunduğunuz an. O an en önemli vakittir, çünkü sadece o an elinizden bir şey gelebilir. En önemli kişi, kiminle beraberseniz odur, zira hiç kimse bir başkasıyla bir daha görüşüp görüşmeyeceğini bilemez ve en önemli iş iyilik yapmaktır, çünkü insanın bu dünyaya gönderilmesinin tek sebebi budur."

Ben uzun zamandır okulumuzun kütüphanesine göz dikmiş bir öğretmen olarak bu kitabı da kütüphaneden ödünç aldım ve daha pek çok klasik eseri de okumak niyetindeyim.. Muhtemelen onları da en kısa sürede blogta paylaşıcam. Birde şunu eklemek istiyorum; ne zamandır öğrencilerime değerler eğitimi kapsamında eğitici hikayeler paylaşmak istiyordum, sanırım sonunda aradığımı buldum :) Öğretmen kitap kurtlarına duyurulur! :) 

21 Şubat 2016 Pazar

Kitap Yorumu - Son Ada - Livaneli


Adı: Son Ada
Türü: Distopya
Sayfa Sayısı: 183
Yayınevi: Doğan Kitap
Basım Yılı: 2015

Bir yerde kötülük varsa oradaki herkes biraz suçludur.


Merhaba! Yeni bir kitap yorumu için klavyenin başına oturdum sonunda.. Bu ay biraz hızlı başladı ve nerdeyse ayın sonuna geldik, zaman nasıl böyle çabuk geçti?! Ve ben bir ay boyunca sadece 3 kitap okuyabildim :( 3 diyorum ama 3. sünü bu ayın sonunda bitirmiş olucağımı düşünerek söylüyorum bunu.. Neyse gelelim hangi kitapları okuduğuma; D&R alışverişi yazımda gördüğünüz kitaplardan biri olan Son Ada, Tolstoy - İnsan Ne İle Yaşar? ve Ece Temelkuran - Muz Sesleri.. Bu yorum yazısı da Son Ada için tahmin ettiğiniz üzere..


Kitap hakkında düşüncelerimi yazmadan önce size Livaneli'ye olan hayranlığımdan bahsetmem gerek sanırım, Livaneli benim Türk yazarlar içerisinde en başarılı bulduğum ve tarzını en çok sevdiğim yazar, neden mi? Çünkü yerli ve yabancı pek çok yazar daha çok kitap satma kaygısı ya da daha popüler olma amacıyla kendilerini tekrar ediyorlar, yazarların bir kitabının ikincisinden, onunda üçüncüsünden farkı olmuyor. Böyle olunca da tüm kitabı boşuna okuduğunuzu hissediyorsunuz ve kitabı okurken yeni ve farklı birşey bekliyorsunuz ama yok.. Ben böyle olduğunu düşündüğüm yazarların 2'den fazla kitabını okuyamıyorum çünkü kitapta nelerin beklediğini önceden bilmek bir okur olarak benim şevkimi kırıyor. Gelelim bu çoğunluğa katılmayan yazarlara.. Onlar da yok mu var elbet yani her kitabı birbirinin aynı olmayan, kendini tekrar etmeyen ve okuru şaşırtmayı başarabilen yazarlar.. Bu yazarlar güzel bir şeyi başarıyor evet ama burda da şöyle bir sıkıntı söz konusu, yazarlar sanat yapma kaygısı ile anlatımı karmaşık hale getiriyor.. Basit ve anlaşılır bir dil kullanmak yerine okuru zorlamayı seçiyor.. İşte bu durum Livaneli'yi değerli kılıyor. Çünkü Livaneli bu iki tür yazardan farklı olarak her kitabında farklı konular işlerken bu konuları yalın ve okuyucuyu yormayacak bir dille anlatıyor, buna rağmen özgün bir tarz yaratarak her kitabının sonuna imzasını da atıyor.. Ayrıca eserlerinde toplumsal konulara değinmesi de çok hoş :) Sorunlara değinirken konuyu gölgede bırakmıyor, amacından sapmadan mesajlarını inceden inceye çok hoş bir şekilde ulaştırıyor okuyucularına. 

Son Ada'ya gelicek olursak, Livaneli bu kitabıyla da beni hayal kırıklığına uğratmadı ve bir kez daha kendine hayran bıraktı. Kitap huzur ortamı olmayan, iç savaş ve darbelerle yıpranmış bir ülkenin unutulmuş, huzur ve barış ortamı barındıran bir adasında geçiyor, öyleki bu adayla adeta bir ütopya yaratmış yazar ancak bu ütopyayı daha sonra bir distopyaya dönüştürüyor. Herşey eski Başkan'nın (aynı zamanda eski başkomutan) emekliye ayrıldıktan sonra huzur bulmak ve dinlenmek için(!) Son Ada'ya gelmesiyle başlıyor.. Başkan'nın gelişiyle beraber ada halkı kendilerini yavaş yavaş, farketmedikleri bir şekilde kaos ve kargaşa içinde buluyorlar.. Ada ve kendileri için yanlış ve telafisi olmayan pek çok karar alıyorlar. Başkan'dan sonra oluşan bu yeni ada eskisinden çok farklı, adeta bir cehennem ve ada sakinleri bunun farkına vardığında ise herşey için  çok geç.. Üstelik tüm bu olanların sorumlusu da Başkan değil ada sakinleri çünkü alınan tüm kararlar demokrasi yoluyla alınmıştı..

Livaneli romanı iç burkan bir sonla bitiriyor.. Ada'dan bahsettim ancak bir de Yazar, Yazarın Arkadaşı ve Lara var.. Ada'da meydana gelen değişimi ve bu değişimin boyutlarını gerçek anlamda anlayabilen insanlar.. Ve onların Ada için verdiği mücadele.. 

Bu arada kitap çokça edebi ve siyasi taşlama içeriyor ve yazar bunu inceden inceye mizah kullanarak yapıyor, açıkcası bu bana zevk verdi okurken, Livaneli'nin zekasını ve kaleminin ince ayarını takdir ettim bir kez daha.. Kitabı bitirdiğimde ise etkisi geçmek bilmedi, bir kere demokrasi kavramını sorgulamaya başlıyorsunuz.. Kitapta her hangi bir ülke veya isim geçmiyor, herşey bir ülkenin bir adasında yaşanıyor bu da tüm sisteme uzaktan ve en basit şekliyle bakmanızı sağlıyor ki böylece herşey daha da netleşmeye başlıyor beyninizde.. 

Son olarak kitabın sonunda Livaneli ile söyleşi bölümü de oluşturmuşlar -diğer kitaplarında da vardı bu bölüm- ve çok hoş olmuş, oraya da göz atmanızı öneriyorum mutlaka. Benim kitap hakkındaki görüşlerim bu şekildeydi umarım size fikir verebilmişimdir. Tüm kitap kurtlarına bol okumalar :)


13 Şubat 2016 Cumartesi

D&R Alışverişim




Merhaba! Bu sefer size bir alışveriş yazısı hazırladım. Yılbaşı tatili için Antalya’ya gittiğimde biraz alışveriş yapmalıydım bu arada tabiki D&R’a da uğradım, yılbaşına özel pek çok yeni kırtasiye ürünü ve güzel indirimler vardı, bu fırsat kaçmaz dedim ve birkaç kitap aldım. Yalnız sanırım ben biraz geç kalmışım çünkü özellikle kırtasiye ürünlerini talan etmişlerdi :( Çoğu ürün satılmış, kalanlar da yıpranmıştı.. Özellikle bir ürün vardı ki “2016 mutluluk ajandası” çok sevdim, çok istedim almayı ama sadece bir tane kalmıştı ve o da alınacak durumda değildi maalesef.. 

Gelelim indirimlere.. 3 kitap al özel tasarım çanta hediye + %25 indirim’i vardı, çok cazip geldi bu indirim bende hemen kitaplarımı seçmeye başladım, yalnız bu kitap seçme kısmı baya bi zordu.. Hepsi de birbirinden iyi yazarların birbirinden iyi kitapları arasında bir kitabı elime alıp diğerini bıraktım, tam kitaplarımı seçtim derken tekrar fikir değiştirdim bu şekilde yaklaşık yarım saat kitap seçmeye çalıştım ama sanırım kasaya giderken elimdeki 3 kitap da içime sinmişti sonunda :)

Seçtiğim kitaplar şunlardı; Livaneli-Son Ada, Hakan Günday-Daha ve Haruki Murakami-Sınırın Güneyinde Güneşin Batısında. Bu kitapların yanında özel tasarım bez bir çantam olmuş oldu (görselde gördüğünüz gibi), çantanın üstünde yazarlardan özdeyişler var, ben çantayı çok beğendim :)



Kitaplardan kısa kısa bahsetmek istiyorum size, ilk olarak Zülfü Livaneli’nin Son Ada’sından başlayayım.. Livaneli Türk yazarları içerisinde en sevdiğim yazar diyebilirim, Serenad ve Kardeşimin Hikayesi romanlarından sonra bu yeni romanını büyük beklentiyle aldım, okumaya yeni başladım ve görüyorum ki beklentilerimi karşılayacak bir kitap almışım, roman zekice kurgulanmış, hem siyasi hem de edebi eleştiriler içeriyor hatta başlı başına taşlamalarla dolu desem daha doğru olur, kitabın varlığıyla bile görüşlerini ispatlamış Livaneli, beni her kitabıyla şaşırtıyor kendisi :) yine farklı bir yerden bakabildiği için! Kendini tekrar etmediği için! Bunu yaparken de hala kendine özgü kalabildiği için çok sevdiriyor kendini! Kitap biter bitmez ayrıntılı yorumu blogda paylaşılacak!



İkinci olarak Hakan Günday’dan bahsedeyim, kendisi benim tanışmayı çok istediğim yazarlardan birisiydi, kısmet bugüneymiş. Henüz kitabını okumadığım için pek birşey söyleyemicem hakkında ama birileri bana bu yazarın çağdaş Türk yazarları içinde iyi bir yeri olduğunu söylemişti sanırım (kim söylemişti bunu ya?) Kitabı incelediğimde konusunu çok farklı, çok haklı bulmuştum size kitabın arka kapağından bir kesit aktarırsam daha iyi anlaşılırım sanırım… Siz bu cümleyi okurken, bir yerlerde insanlar, ülkelerindeki savaş, açlık ve yoksulluktan kaçmak için sonu zifiri bir yolculuğa çıkmaya hazırlanıyor. Ancak bu hikâye o kaçak göçmenlerle değil, onları kaçıranlardan biriyle ilgili. Adı Gazâ. Babası bir insan kaçakçısı, Gazâ da onun çırağı. Henüz 9 yaşında. Yani, hayata ve insana dair, öğrenmemesi gereken ne varsa, hepsini öğrenecek yaşta. Doğu ile Batı arasındaki fark, Türkiye'dir. Hangisinden hangisini çıkarınca geriye Türkiye kalır, bilmiyorum ama aralarındaki mesafe Türkiye kadar, ondan eminim. Ve biz orada yaşıyorduk. Her gün politikacıların televizyonlara çıkıp jeopolitik öneminden söz ettiği bir ülkede… Bu satırlar kitabı almam konusunda çok etkili olmuştu, çok olumluyum kitap için :)



Vee Haruki Murakami.. Çok övenler de var kendisini çok yerenler de.. Ben ancak kitabını okuduktan sonra bir fikre sahip olabilirim.. Uzak Doğulu bir yazarın tüm dünyada bu kadar okunmasının ve adının bu kadar çok anılmasının sebebini merak ettim ve hemen tanışmak istedim Murakami’yle, kitabını okumak için de sabırsızlanıyorum.. Kitap orta kalınlıkta diyebilirim, kapak tasarımı ve kitabın ismi beni çok etkiledi, kitabın arkasındaki yazıyı aktarırsam size içerik hakkında fikir verebilirim diye düşünüyorum. Tokyo’nun varlıklı bir mahallesinde, sıradan ve sorunsuz gibi gözüken bir hayat süren Hajime, orta yaşlara geldiğinde yaşamını sorgulamaya başlar. Hayatı boyunca sahip olduklarından daha fazlasını istememiştir. Savaş sonrası yıllarda şansı yüzüne gülmüş, iyi bir evlilik yapmış ve iki kız çocuk sahibi olmuştur. Şehirde iki caz kulübünün sahibi olarak kıskanılacak bir kariyeri vardır. Yine de, hayatı ve kariyeriyle ilgili, rahatsız edici, sinsi bir yetersizlik duygusuna kapılmaktan kendini alamaz. İlk gençliğinde âşık olduğu, akıllı, ancak tuhaf bir yalnızlık duygusu uyandıran güzel Şimamoto’nun anısı, kalbini gölgelemektedir. Yağmurlu bir gecede, eskisinden çok daha güzel ve etkileyici görünen Şimamoto’nun tekrar karşısına çıkmasıyla, hayatı çok daha karmaşık bir hale gelir. Anladığım kadarıyla gelgitlerle dolu bir aşk hikayesi okunmayı bekliyor.. 

Biliyorum yazıyı hazırlamakta baya geç kaldım ancak sömestir tatilinin yaklaşmasıyla notları girme telaşı, karneler derken ancak fırsat bulabildim.. Bu arada sevgililer günü bu kadar yaklaşmışken D&R’a uğrayın derim, çok güzel aşk şiirlerinden oluşan şiir kitapları ve çeşit çeşit hediyeler bulabilirsiniz.. Böyle özel günlerde D&R’da güzel indirimler oluyor, kaçırmayın! 


Son olarak kitap önerilerinizi benimle paylaşırsanız çok mutlu edersiniz, çünkü ben de her zaman daha çok kitaba evet diyenlerdenim! :)