13 Şubat 2016 Cumartesi

D&R Alışverişim




Merhaba! Bu sefer size bir alışveriş yazısı hazırladım. Yılbaşı tatili için Antalya’ya gittiğimde biraz alışveriş yapmalıydım bu arada tabiki D&R’a da uğradım, yılbaşına özel pek çok yeni kırtasiye ürünü ve güzel indirimler vardı, bu fırsat kaçmaz dedim ve birkaç kitap aldım. Yalnız sanırım ben biraz geç kalmışım çünkü özellikle kırtasiye ürünlerini talan etmişlerdi :( Çoğu ürün satılmış, kalanlar da yıpranmıştı.. Özellikle bir ürün vardı ki “2016 mutluluk ajandası” çok sevdim, çok istedim almayı ama sadece bir tane kalmıştı ve o da alınacak durumda değildi maalesef.. 

Gelelim indirimlere.. 3 kitap al özel tasarım çanta hediye + %25 indirim’i vardı, çok cazip geldi bu indirim bende hemen kitaplarımı seçmeye başladım, yalnız bu kitap seçme kısmı baya bi zordu.. Hepsi de birbirinden iyi yazarların birbirinden iyi kitapları arasında bir kitabı elime alıp diğerini bıraktım, tam kitaplarımı seçtim derken tekrar fikir değiştirdim bu şekilde yaklaşık yarım saat kitap seçmeye çalıştım ama sanırım kasaya giderken elimdeki 3 kitap da içime sinmişti sonunda :)

Seçtiğim kitaplar şunlardı; Livaneli-Son Ada, Hakan Günday-Daha ve Haruki Murakami-Sınırın Güneyinde Güneşin Batısında. Bu kitapların yanında özel tasarım bez bir çantam olmuş oldu (görselde gördüğünüz gibi), çantanın üstünde yazarlardan özdeyişler var, ben çantayı çok beğendim :)



Kitaplardan kısa kısa bahsetmek istiyorum size, ilk olarak Zülfü Livaneli’nin Son Ada’sından başlayayım.. Livaneli Türk yazarları içerisinde en sevdiğim yazar diyebilirim, Serenad ve Kardeşimin Hikayesi romanlarından sonra bu yeni romanını büyük beklentiyle aldım, okumaya yeni başladım ve görüyorum ki beklentilerimi karşılayacak bir kitap almışım, roman zekice kurgulanmış, hem siyasi hem de edebi eleştiriler içeriyor hatta başlı başına taşlamalarla dolu desem daha doğru olur, kitabın varlığıyla bile görüşlerini ispatlamış Livaneli, beni her kitabıyla şaşırtıyor kendisi :) yine farklı bir yerden bakabildiği için! Kendini tekrar etmediği için! Bunu yaparken de hala kendine özgü kalabildiği için çok sevdiriyor kendini! Kitap biter bitmez ayrıntılı yorumu blogda paylaşılacak!



İkinci olarak Hakan Günday’dan bahsedeyim, kendisi benim tanışmayı çok istediğim yazarlardan birisiydi, kısmet bugüneymiş. Henüz kitabını okumadığım için pek birşey söyleyemicem hakkında ama birileri bana bu yazarın çağdaş Türk yazarları içinde iyi bir yeri olduğunu söylemişti sanırım (kim söylemişti bunu ya?) Kitabı incelediğimde konusunu çok farklı, çok haklı bulmuştum size kitabın arka kapağından bir kesit aktarırsam daha iyi anlaşılırım sanırım… Siz bu cümleyi okurken, bir yerlerde insanlar, ülkelerindeki savaş, açlık ve yoksulluktan kaçmak için sonu zifiri bir yolculuğa çıkmaya hazırlanıyor. Ancak bu hikâye o kaçak göçmenlerle değil, onları kaçıranlardan biriyle ilgili. Adı Gazâ. Babası bir insan kaçakçısı, Gazâ da onun çırağı. Henüz 9 yaşında. Yani, hayata ve insana dair, öğrenmemesi gereken ne varsa, hepsini öğrenecek yaşta. Doğu ile Batı arasındaki fark, Türkiye'dir. Hangisinden hangisini çıkarınca geriye Türkiye kalır, bilmiyorum ama aralarındaki mesafe Türkiye kadar, ondan eminim. Ve biz orada yaşıyorduk. Her gün politikacıların televizyonlara çıkıp jeopolitik öneminden söz ettiği bir ülkede… Bu satırlar kitabı almam konusunda çok etkili olmuştu, çok olumluyum kitap için :)



Vee Haruki Murakami.. Çok övenler de var kendisini çok yerenler de.. Ben ancak kitabını okuduktan sonra bir fikre sahip olabilirim.. Uzak Doğulu bir yazarın tüm dünyada bu kadar okunmasının ve adının bu kadar çok anılmasının sebebini merak ettim ve hemen tanışmak istedim Murakami’yle, kitabını okumak için de sabırsızlanıyorum.. Kitap orta kalınlıkta diyebilirim, kapak tasarımı ve kitabın ismi beni çok etkiledi, kitabın arkasındaki yazıyı aktarırsam size içerik hakkında fikir verebilirim diye düşünüyorum. Tokyo’nun varlıklı bir mahallesinde, sıradan ve sorunsuz gibi gözüken bir hayat süren Hajime, orta yaşlara geldiğinde yaşamını sorgulamaya başlar. Hayatı boyunca sahip olduklarından daha fazlasını istememiştir. Savaş sonrası yıllarda şansı yüzüne gülmüş, iyi bir evlilik yapmış ve iki kız çocuk sahibi olmuştur. Şehirde iki caz kulübünün sahibi olarak kıskanılacak bir kariyeri vardır. Yine de, hayatı ve kariyeriyle ilgili, rahatsız edici, sinsi bir yetersizlik duygusuna kapılmaktan kendini alamaz. İlk gençliğinde âşık olduğu, akıllı, ancak tuhaf bir yalnızlık duygusu uyandıran güzel Şimamoto’nun anısı, kalbini gölgelemektedir. Yağmurlu bir gecede, eskisinden çok daha güzel ve etkileyici görünen Şimamoto’nun tekrar karşısına çıkmasıyla, hayatı çok daha karmaşık bir hale gelir. Anladığım kadarıyla gelgitlerle dolu bir aşk hikayesi okunmayı bekliyor.. 

Biliyorum yazıyı hazırlamakta baya geç kaldım ancak sömestir tatilinin yaklaşmasıyla notları girme telaşı, karneler derken ancak fırsat bulabildim.. Bu arada sevgililer günü bu kadar yaklaşmışken D&R’a uğrayın derim, çok güzel aşk şiirlerinden oluşan şiir kitapları ve çeşit çeşit hediyeler bulabilirsiniz.. Böyle özel günlerde D&R’da güzel indirimler oluyor, kaçırmayın! 


Son olarak kitap önerilerinizi benimle paylaşırsanız çok mutlu edersiniz, çünkü ben de her zaman daha çok kitaba evet diyenlerdenim! :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder