18 Haziran 2016 Cumartesi

Kitap Yorumu - Vahşetin Çağrısı - Jack London



Adı: Vahşetin Çağrısı
Türü: Roman
Sayfa Sayısı: 151
Yayınevi: Oda Yayınları
Basım Yılı: 2013


Yaşamın doruğunu belirleyen ve artık onun ötesinde yaşamın daha da yükselemeyeceği bir kendinden geçme vardır. Bu kendinden geçme kişinin en canlı olduğu anda gelir ama beraberinde canlı olma unutkanlığını da getirir. İşte yaşamın paradoksudur bu. Bu kendinden geçme, bu yaşam unutkanlığı, bir alev tabakası halinde kendinden geçmiş, dalıp gitmiş sanatçıya; cehenneme dönmüş bir savaş alanında, savaş çılgınlığına kapılan ve düşmana aman tanımayan bir askere gelir.


Merhaba! Haziran ayı benim için çok verimli geçiyor daha şimdiden 3 kitabı arkada bıraktım ve 4. kitabımı okuyorum :) Sanırım yavaş yavaş hedeflerimi gerçekleştirmeye başladım.. 3 kitap okudum demişken hemen hangi kitaplar olduğundan bahsedeyim; Katre-i Matem-İskender Pala, Vahşetin Çağrısı-Jack London ve Jane Eyre-Charlotte Bronte :) Bu kitapları tabi ki en kısa sürede blogumda yorumlamak istiyorum ve işte Vahşetin Çağrısı ile başlıyorum.



Roman güçlü, akıllı ve çalışkan bir köpek olan Buck'ın rahat çiftlik hayatını bir talihsizlik sonucu terkederek kendini bambaşka ve zorlu bir hayatın içinde bulmasıyla başlıyor. Bu zorlu çevre aslında doğanın ta kendisi.. Buck'ın tek yapması gereken atalarından miras kalanları hatırlamak ve içgüdülerine güvenmek. Heran savaşın içinde olduğunu hatırlamak ve hayatta kalmak için çevresindeki herşeyi mümkün olduğunca çabuk öğrenmeye istekli olmak..

İşte Buck yapması gereken tüm bu şeyleri yaparken sizde onu izliyorsunuz.. Buck'ın müthiş değişimi ve gelişimine, hayatta kalma mücadelesine şahitlik ediyorsunuz. Ve zamanla onun bu azmine, çalışkanlığına, sadakatine ve sevgi dolu yüreğine hayran oluyorsunuz.. Güneyde rahat bir hayat sürdükten sonra Kuzey'in dondurucu soğuna alışması, vahşi eskimo köpekleri ile giriştiği savaş, zamanla usta bir kızak köpeği olması ve hatta sürüsüne liderlik etmesi, bunların hepsini zevkle ve sanki en yakın arkadaşınızın başından geçen olaylarmış gibi okuyorsunuz.

Bir de Buck'ın, sahibi John Thornton ile kurduğu sevgi bağı var.. İçinizi ısıtan ve imreneceğiniz bir bağ.. Köpeklerin doğasındaki sadakat ve dost mizaçlı oluşları romanda çok iyi şekilde işlenmiş. Ben tüm hayvanları ama en başta da köpekleri çok seven biri olarak büyük bir zevkle okudum romanı. Hayatı bir köpeğin gözünden görmek de insanın bakış açısını gerçekten değiştiriyor diye düşünüyorum. Kitabın diline değinecek olursam, çok sade ve akıcı olduğunu söyleyebilirim, hatta ben çok kısa bir sürede bitirdim çünkü çok sürükleyiciydi. Son olarak yazarın bu kitabı yazarken Alaska'daki gözlemlerinden yararlandığını ve materyalizmin getirdiği evrim, doğal ayıklanma ve soya çekim kavramlarından etkilenerek kitabı yazdığını söylemek istiyorum.

Tüm kitap kurtlarına Vahşetin Çağrısı romanını okumalarını şiddetle tavsiye ediyorum :) Çok kitap okumak yolunda hedeflerinizi gerçekleştirdiğiniz harika bir yaz tatili diliyorum.. Keyifli okumalar :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder