27 Aralık 2015 Pazar

Kitap Yorumu - 1984 - George Orwell


Orjinal Adı: Nineteen Eighty-Four
Tür: Distopya
Sayfa Sayısı: 350
Yayınevi: Can Yayınları
Çeviri: Celal Üster
Basım Yılı: 2015 (50. Basım) 


Parti'nin dünya görüşü, onu hiç anlamayan insanlara çok daha kolay dayatılıyordu... Her şeyi yutuyorlar ve hiç bir zarar görmüyorlardı çünkü tıpkı bir mısır tanesinin bir kuşun bedeninden sindirilmeden geçip gitmesi gibi, yuttuklarından geriye bir şey kalmıyordu.




Kitap okumak için en iyi zaman yaz tatilleri sanırım, benim de bu yaz en çok yaptığım şey listemdeki kitapları bir bir okumak oldu, blogu Eylül ayında açınca kitapları eş zamanlı yorumlamak pek mümkün olmadı tabi. Bende hepsini ayrı ayrı çok beğendiğim eserleri paylaşmamak haksızlık olur diye düşündüğümden yazın okuduklarımı burada yorumlama kararı aldım. Okuduklarım içinden ilk hangisini paylaşsam diye düşünürken aklımda en yer eden, beni en çok etkileyen kitabı seçtim, 1984'ü.

 1984 zamansız ve kültleşmiş bir roman olmasına rağmen, artık o kadar da dillerde dolanmıyor, masalarımızda yer bulmuyordu, kitaplıklarda raflara kaldırılmıştı taa ki Can Yayınları o güzel kapak tasarımlarıyla bizi bu ve daha birçok eserle yeniden buluşturana kadar.. Canlı renklerle böyle albenili bi' kapağa sahip olunca tekrar herkesin aklına düştü bu güzel roman bende hemen okumalıyım dedim tabi ki. Ayrıca şunu da belirtmeliyim, yalnızca kapak tasarımı değil, Celal Üster'in yorumlarının yer aldığı sayfalar da yeni basımı daha çekici kılıyor, romanı daha iyi tanıyorsunuz ve George Orwell hakkında daha ayrıntılı bilgiye sahip oluyorsunuz.

Şimdi gelelim içindekilere... 1984 bir politik distopya. Distopya türünün belkide en iyi örneği. Bir deha eseri... Son derece zekice kurgulanmış, ayrıntılarıyla sizi şaşırtan, içine çeken, sizi bütünüyle etkisi altına alan bir kitap. Çok derinlikli, çok düşündüren, korkutan ve hatta gerilim filmi izliyormuşçasına sizi heyecanlandıran bir roman.. 

Winston Smith adında bir devlet görevlisinin cehennem gibi bir dünyadaki yaşamını, aşkını, kurtuluş mücadelesini, hayal kırıklıklarını ve en nihayetinde bu cehennemi kabul edişini, onun bir parçası oluşunu okuyacaksınız. Bu roman sizi korkutabilir çünkü olması muhtemel bir dünya kurgulanmış, birbirinin aynı olan devletlerin vatandaşlarını sebepsiz yere birbirine düşman etmesi ve ince ince uygulanan algı dizaynı ile insanların düşünmeyi unutan varlıklara dönüşmesini okurken içinde yaşadığımız dünyadan pek çok şey bulacaksınız... Yazar bu romanla bizi uyarmak istiyor gibi.. Eğitimin ve konuştuğumuz dilin bizi biz yapan şeyler olduğunu ve bizi değiştirmek için bu iki unsurun değiştirilmesinin yeterli olduğunu söylüyor Orwell ve bunu ispatlar şekilde kurguluyor romanını. Ayrıca romanın sosyalizmin bir eleştirisi gibi algılandığını belirtmeliyim ama Orwell'ın aslında sosyalizmi değil onun uygulanıştaki yanlışlarını ve Stalin'in devrime ihanetini eleştirdiğini söylemek daha doğru olur.

Romanda zekice oluşturulmuş bazı terimler de mevcut; çiftdüşün ve yenisöylem gibi.. Bu bize aslında Orwell'ın romanını ne kadar ayrıntılı kurguladığını gösteriyor. Ben okurken çokça duraklayıp derin düşüncelere daldım ve o kadar çok altını çizerek okuduğum bir kitap oldu ki bana çok şey öğretti diyebilirim. Okuduktan sonra ilk dediğim şey, "Ben bu kitaba çok geç kalmışım." 

Son olarak şunları belirtmesem olmaz, Orwell romanını yazdığında sene 1948'di ve yıldaki son iki rakamın yerlerini değiştirerek kitabının adını oluşturdu, ayrıca yazar, "Kitapta anlattığım toplumun bir gün mutlaka gerçek olacağına inandığımı söyleyemesem de, ona benzer bir toplumun gerçek olabileceğine inandığımı söyleyebilirim." diyor.

Herkesin mutlaka okuması gereken bi' roman olduğunu düşüyorum.. Ayrıca Orwell'ın Hayvan Çiftliği'nin yeni baskısını görmüşsünüzdür, beni oku diye bağırıyor :) 


Umarım bu yazı faydalı olmuştur, siz 1984'ü okudunuz mu? Ya da Hayvan Çiftliğini? Ya da Orwell hakkındaki görüşleriniz neler? Yorum bırakırsanız çok sevinicem :)




2 yorum:

  1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  2. Okuduğum en güzel kitaplardan biriydi.
    Yorumunuzu okurken aklıma Winston'ı ve onun kırılma anını, Julia'dan vazgeçişini düşünmeden edemedim :(

    YanıtlaSil